Gül Bahçesinden Bir Demet - 80 |
|
(Sitelerimiz her gün güncellenmektedir) |
|
Gül Bahçesinden Bir Demet - 80 |
|
238. (İnsanda bir et parçası vardır. Bu sâlih olursa, bütün beden sâlih olur. Fâsid olursa, bütün beden fâsid olur. Bu et parçası, kalbdir!) [Kıyâmet ve Âhıret s.292] Bedenin sâlih olması için, kalbin sâlih olmasına tasavvufcular (Fenâ-i kalb) demektedir. Kalb, Allahü teâlânın sevgisinde fânî olur. Onun sevdiği şeyleri seven kalbi olunca, kalbin bu fenası, komşusu olan nefse de te'sîr eder. Nefis, emmâreliğinden kurtulmaya başlar. (Hubb-i fillah ve Buğd-i fillah) kazanır. Yâni Allahü teâlânın beğendiği şeyleri sever. Allahü teâlânın beğenmediklerini sevmez. Bundan dolayı, bedenin hepsi islâmın ahkâmına uymak ister.
239. (Allahü teâlâ buyurdu ki, ben zikrolunduğum zemân Evliyâm hâtırlanır. Onlar zikrolununca da, ben hâtırlanırım.) [Mesâbîh; Kıyâmet ve Âhıret s.301] Allahı hâtırlamak için, Velî ile bağlılık lâzımdır. Velîyi inkâr eden, Velî olduğuna inanmıyan, ona bağlı değildir. İnanmıyan, bu nîmete kavuşamaz.
240. (Cennettekiler, en çok, dünyada Allahü teâlâyı zikretmeden geçirdikleri zemânlar için üzülürler.) [Kıyâmet ve Âhıret s.307] Allahü teâlâ, insanlarda kendine yaklaşmak ve kendini tanımak isti'dâdını yarattı. Bu isti'dâdın miktârı herkeste başkadır. Farzları, vâcibleri yaptıktan ve haramlardan, şüphelilerden kaçtıktan sonra, nâfile ibâdetlerin en te'sîrlisi zikirdir. Her zemân Allahü teâlâyı zikretmelidir. |
|
|
|
|
__._,_.___
|