196. (Âlime haks�z olarak hakâret eden kimseyi, Allahü teâlâ, bütün insanlar aras�nda hakîr, rezîl eder. Âlime hurmet eden kimseyi, Allahü teâlâ, Peygamberler gibi azîz eder, �ereflendirir.) [�slâm Ahlâk� s.65] Bir hadîs-i �erîfde de, (Bir kimse, âlimin sesinden yüksek sesle konu�ursa, Allahü teâlâ, onu dünyâda ve âh�retde hakîr eder. E�er pi�mân olur, tevbe ederse afv olur.) buyuruldu. Görülüyor ki, hakîkî âlimlere hurmet etmek lâz�md�r. �iir:
Bi damla sudan yarat�ld�n unutma!
Sak�n kendini âlimlerle bir tutma!
Bak, ne buyurdu Mustafâ:
(Âlime yap�lan hurmet, hurmet etmek olur bana!)
197. (Do�ru ilm sâhibi olan ve ilmi ile amel eden bir âlim ile Peygamberler aras�nda bir derece fark vard�r. Bu bir derece, peygamberlik makâm�d�r.) [�slâm Ahlâk� s.66] Bu se’âdete kavu�mak için, ilm ö�renme�e çal��mak lâz�md�r. �iir:
Ey ilm ö�renmekde olan mes’ûd kimse!
Ömrünün bir dakîkas�n� bo� geçirme!
Bu nasîhat�m�n k�ymetini bil!
Pi�mân olur k�ymet bilmiyen kimse!
�mâm-� Ebû Yûsüf Kâdîn�n onbe� ya��nda o�lu vard�. O�lunu çok seviyordu. Ans�z�n vefât etdi. Talebesine (Defn i�ini size b�rakd�m. Ben üstâd�m�n dersine gidiyorum. Bugünki dersi kaç�rm�yay�m) dedi. �mâm� vefât�ndan sonra rü’yâda gördüler. Cennetde, büyük bir kö�kün kar��s�nda duruyordu. Kö�kün yüksekli�i Ar�a varm��d�. Bu kö�k kimindir denildikde, benimdir buyurdu. Buna nas�l kavu�dun denilince, (�lme ve ilm ö�renme�e ve ö�retme�e olan muhabbetim ile) buyurdu. Dünyâda ve âh�retde azîz olmak için, ilm ö�renmelidir! �iir:
Hep ne�eli olmak için,
her yerde hurmet bulmak için,
ilm sâhibi olma�a çal��,
ilm tâc�n� ta��ma�a al��!
198. (Âlimin ölümüne üzülmiyen, münâf�kd�r. �nsanlar için, bir âlimin ölümünden dahâ büyük musîbet yokdur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmi� gün a�lar.) [�slâm Ahlâk� s.67] Hakîkî âlim vefât edince dinde bir yara aç�l�r ki, k�yâmete kadar kapanmaz.
|