151. (Günâh i�leyeni, eliniz ile men’ ediniz, buna kuvvetiniz yetmezse, söz ile mâni’ olunuz. Bunu da yapamaz iseniz, kalbiniz ile be�enmeyiniz! Bu ise, îmân�n en a�a��s�d�r.) [Mektûbât-� Ma'sûmiyye c.1 m.29; Tam �lmihâl Seâdet-i Ebediyye s.94] Muhammed Ma'sûm-i Fârukî "kuddise sirruh" buyurdu ki: Peygamberlerin, Eshâb-� kirâm�n, Tâbi’înin ve Selef-i sâlihînin “rad�yallahü anhüm ecma’în” hepsi, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapmak için ne kadar u�ra�d�. Bu yolda ne kadar eziyyetlere ve cefâlara katland�lar. Kimseye kar��mamak dînimizde iyi olsayd�, kalbin bir günâh� inkâr etmesi, îmân�n alâmeti buyurulmazd�. Kâd� zâde Ahmed efendi, (Birgivî vas�yyetnâmesi) �erhinde 200. cü sahîfesinde buyuruyor ki, (El ile, güc kullanarak emr-i ma’rûf ve nehyi münker yapmak, ya’nî günâh i�liyene mâni’ olmak; hükûmet adamlar�n�n vazîfesidir. Söz ile, yaz� ile cihâd etmek, âlimlerin vazîfesidir. Kalb ile, düâ etmekle mâni’ olmak ise, her mü’minin vazîfesidir. Te’sîrli, ba�ar�l� olaca�� zan olunursa, bu vazîfeleri yapmak vâcib olur. Fitneye sebeb olaca�� zan olunursa, terk etmek vâcib olur. Fitne bulunan mahalle zarûretsiz varmak câiz de�ildir. E�er dînini korumak için hicret ederse, güzel olur. Cennete girme�e lây�k olur. �efâ’ate mazhar olur. Emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yaparken niyyetin hâlis olmas� ve i�i anlay�p, Allahü teâlân�n buradaki emrini iyi bilmesi ve sabrl� olup münâka�a ve kavga etmemesi, yumu�ak ve tatl� dil ve yaz� ile yapmas� lâz�md�r.)
152. (Allahü teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma, filân �ehri yerin dibine geçir, diye emr etdi. Cebrâîl, yâ Rabbî! Bu �ehrdeki filânca kulun sana bir ân �syân etmedi. Hep itâ’at ve ibâdet ediyor deyince, onu da berâber geçir! Zîrâ günâh i�leyenleri görünce, bir kerrecik yüzünü de�i�dirmedi.) [Mektûbât-� Ma'sûmiyye c.1 m.29; Tam �lmihâl Seâdet-i Ebediyye s.94]
153. (Âlimlerin uykusu ibâdetdir.) [Mektûbât-� Rabbânî c.3 m.17; Tam �lmihâl Seâdet-i Ebediyye s.113] �mâm-� Rabbânî "kuddise sirruh" buyuruyor ki: Bütün hareketler, i�ler, sözler, okumak, dinlemek hep Allah r�zâs� için olmal�d�r. Onun dînine uygun olmas�na çal��mal�d�r. Böyle olunca, insan�n her a’zâs� ve kalbi Allahü teâlâya müteveccih olur. Onu zikr eder [ya’nî hât�rlar]. Meselâ, büsbütün gaflet olan uyku ibâdetleri kuvvetle ve sa�lam yapmak niyyeti ile uyunursa, bütün uyku ibâdet olur. Çünki, ibâdet niyyeti ile uyumakdad�r. (Mektûbât)daki di�er hadîs-i �erîflerde, (K�yâmet günü, �ehîdlerin kan�n�, âlimlerin mürekkebi ile dartarlar. Mürekkeb a��r gelir) ve (Ümmetimin âlimleri, �srâîl o�ullar�n�n Peygamberleri gibidir) buyuruldu.
|