Cihan� Ayd�nlatan Nur 15
• Yine Halîme hâtun �öyle anlatm��d�r: Hazret-i Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” emzirmeye ba�lay�nca sütüm öyle ço�ald� ki, hazret-i Muhammede “aleyhisselâm” ve o�lum Damraya süt verdi�im hâlde sütüm hiç azalmad�, dolup ta�d�. Süt vermeyen devemiz süt vermeye ba�lad�. Evimizde süt bolla�d�. Bütün kaplar�m�z sütle doldu. Kocam bana: Ey Halîme! Evimiz bereketlendi. Allahü teâlâ bize ihsânda bulundu. Bütün bunlar, yan�m�zda bulundurmakla �ereflendi�imiz bu se’âdetli yavrunun bereketi ile olmakdad�r derdi ve çok sevinip mutlu olurdu.

• Halîme hâtun �öyle anlatm��d�r: Muhammedi “aleyhisselâm” evime götürmek için al�nca, üç gün Mekkede kald�k. Üçüncü gece, ye�il elbiseler giymi� nûr yüzlü bir kimse Muhammedin “sallallahü aleyhi ve sellem” yasd���na oturmu�, yüzünden öpüyordu. Kocama da gösterdim. Kocam bunu sak�n anlatma. Bilmi� ol ki, bizden dahâ mutlu olarak evine dönen yokdur, dedi.

• Yine Halîme hâtun anlatm��d�r: Mekkeden evimize dönece�imiz zemân merkebime bindim. Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” önüme ald�m. Merkeb Kâ’beye do�ru üç def’a secde etdi. Sonra yola ç�kd�k. Merkebimiz bütün merkebleri geçdi. Yol arkada�lar�m�n hepsi geride kald�. Bana, ey Halîme, merkebin yular�n� biraz çek. Bu merkeb gelirken zorla yürüyen merkeb de�il midir dediler. Ben de kuca��mdaki Muhammedi “sallallahü aleyhi ve sellem” göstererek, öyle zan ediyorum ki, bu i� �u o�ulcu�umun bereketiyledir, dedim.

• Halîme Hâtun anlatm��d�r: Benî Sa’d menzillerinden konaklad���m her yer ye�erir, oran�n güzelli�i ve tâzeli�i artard�. Allahü teâlâ hayvanlar�m�za öyle bir bereket verdi ki, koyunlar�m�z�n memeleri sütle doldu. Benî Sa’dl�lar çobanlar�n� azarlay�p derlerdi ki, niçin Ebû Züveybin koyunlar� semîz ve sütlüdür de, bizim koyunlar�m�z za’îf ve sütsüzdür. Siz de koyunlar�n�z� onlar�n koyunlar�n�n otlad��� yerde otlat�n�z, derlerdi.

(Huzur P�nar� Mail Grubu)