Mevl�n� H�lid-i Ba�d�d� "kuddise sirruh"-5

 

Mevlânâ Hâlid-i Ba�dâdî hazretleri bir müddet Allahü telân�n emir ve yasaklar�n� anlatt�ktan ve talebe yeti�tirdikten sonra Süleymaniye'den âile fertlerini ve talebelerinden bir k�sm�n� da berâberine alarak yerle�mek üzere �am'a gitti. �am ahâlisi, âlimleri ve idârecileri ona sayg� ve iltifât gösterdiler. �am Vâlisi Abdurrahmân Pa�an�n o�lu Mahmûd Pa�a Mevlânâ Hâlid hazretlerinin üstünlü�ünü anlad�. Uzaktan yak�ndan pekçok kimsenin onun sohbetiyle ve ilim meclisleriyle �ereflenmek üzere geldiklerini görerek ona bir mescid ve bir dergâh yapt�rd�. Kendisinin ve talebelerinin geçimlerini sa�layabilecek maddî yard�mlarda bulundu. Mevlânâ Hâlid-i Ba�dâdî hazretleri sohbetleriyle insanlar�n dünyâda ve âhirette kurtulu�a ermeleri için gayret etti. Pekçok âlim ve fazîlet sâhibi kimse onun sohbetlerinde bulundu. �eyh �smâil �irvânî, �eyh AhmedE�ribozî ve ba�ka zâtlar bunlardand�r.

Mevlânâ Hâlid-i Ba�dâdî hazretleri �am'da bulundu�u s�rada Abdülvehhâb es-Sûsî'yi �slâmiyeti anlatmak veNak�ibendiyye yolunun esaslar�n� tan�tmak üzere vazîfelendirip gönderdi. Abdülvehhâb es-Sûsî �stanbul'a gidince, kendisini �eyhülislâma kabûl ettirdi. Âlimlerden bir grub büyük vezirler ona ba�land�lar. Abdülvehhâb es-Sûsî devlet adamlar� ve ulemâ ile dü�üp kalkmas� sebebiyle ucb ile kendini be�endi ve kibire kap�ld�. Zenginli�e ve dünyâ mal�na meyletmesi sebebiyle �slâmiyete uygun olmayan hareketler yapmaya ba�lad�. Bu durumu ke�if yoluyla anlayan ve habercileri vâs�tas�yla bilgi alan Mevlânâ Hâlid-i Ba�dâdî hazretleri mektup yazarak Abdülvehhâb es-Sûsî'yi �am'a ça��r�p tövbe etmesini istedi ve yerine ba�kas�n� vazîfelendirip gönderdi. Abdülvehhâb es-Sûsî zâhiren Mevlânâ Hâlid hazretlerine itâat ediyor göründüyse de, gizlice hîleli yollara ba�vurdu. Fakat Allahü teâlâ Mevlânâ Hâlid hazretlerine onun ba�vurdu�u hîleli yollar� bildirdi. Mevlânâ Hâlid efendimiz üç kere mektup yazarak i�in hakîkatini �stanbul'daki talebelerine ve sevenlerine bildirdi ve onun tasavvuf yolundan tard edildi�ini, sözlerinin dinlenmemesi gerekti�ini haber verdi. Bu mektuplardan birinde buyurdu ki: "...Size mâlûm olsun ki, Abdülvehhâb tarîkat ve �erîat esaslar�ndan pekçok �eyi bozdu. Bu yolda bulunma �erefini de dünyâ le�ini almaya vesîle etti, îtibâr vesîlesi k�ld�. �stanbul'da maddî ç�karlara yol açt�. Allah oray� belâdan korusun. Gerek �stanbul'da, gerekse Irak'ta insanlar�n inkâr�na sebeb oldu. Onun davran��lar� insanlar aras�nda vehimlere ve vesveselere yol açt�.

 

Sizin ona çok tâzim edip sayg� göstermeniz onun için gurur sebebi oldu.Kendi üzerindeki terbiye haklar�n� inkâr yoluna gitti. Ondan son derece ters davran��lar ortaya ç�kt�. �te anlat�lan sebeplerden dolay� ilâhî irâde onun tarîkat yolundan kovulmas� yolunda tecellî etti. Bâz� s�rlar�ndan dolay�, onlar basîret sâhibi olanlara gizli bir �ey de�ildir.

Bu mektup size ula�t�ktan sonra onunla muhatap olmay�n. Bunun tersine davran�rsan�z bu silsile büyüklerinin sizinle olan ba�lar� kopar. Kezâ bu fakirle de bir ba�lant�n�z kalmaz. Sevgi hakk�n� gözeterek bu mektubu yazd�m. Size bir zarar gelmemesi için oradaki ihlâs sâhibi karde�lerimiz ve sevenlerimiz de bu mektubun muhâtab�d�rlar."

Tasavvuf yolundan tard olunan Abdülvehhâb es-Sûsî yapt�klar�na pi�man olup bir gün Mevlânâ Hâlid hazretlerinin talebelerinden olan �eyh Yahyâ hazretlerine gelerek elini öptü ve affedilmesi için vâs�ta olmas�n� istedi. �eyh Yahyâ, Mevlânâ Hâlid-i Ba�dâdî'nin huzûruna geldi ve Abdülvehhâb'�n aff�n� diledi. Mevlânâ Hâlid hazretleri buyurdular ki: "Bu i� benim elimde olsa affederdim. FakatNak�ibendiyye silsilesinin sâdât� (efendileri) onu tarîkat kap�s�ndan kovmu�lard�r. �âyet Abdülvehhâb sakal�n� tra� eder, yüzünü siyaha boyay�p bir merkebe ters bir �ekilde biner, sokaklarda gezer, kendini te�hir ederse, o zaman belki �eyhlerin rûhâniyeti onu affeder." Bunun üzerine �eyh Yahyâ; "Üstâd�m! Abdülvehhâb nefsine böyle bir i� yükleyemez. �zin veriniz de onun yerine bu ii ben yapay�m, Abdülvehhâb affolunsun. Ben kendimi müslümanlar�n hayr� için fedâ ederim." dedi. Onun bu sözlerini dinleyen Mevlânâ Hâlid hazretleri a�layarak �eyh Yahyâ ile kucakla�t�. �eyh Yahyâ dönüp Abdülvehhâb'�n yan�na gitti ve dedi ki: "Sen kendinden ba�ka kimseyi k�nama, ancak ve sâdece kendini k�nayabilirsin." Zâten kötü niyetlili�i kendine huy edinmi� olan Abdülvehhâb es-Sûsî, Medîne-i münevvereye giderek Mevlânâ Hâlid hazretlerinin aleyhinde küfre vard�racak iftirâlar ve sözler sarf etti.