Ebu Hureyre "rad�yallah� anh"
Image

Image


En çok hadis-i �erif rivayet eden Sahabi

Ebû Hureyre hazretleri, Eshâb-� kirâm aras�nda ençok hadîs-i �erîf bilen ve rivâyet edenlerdendir. �smi Abdurrahman bin Sahr’dir. Künyesi Ebû Hureyre’dir. Bu künyenin verili�i hakk�nda kendisi �öyle demi�tir. “Birgün kaftan�m�n içinde küçük bir kedi ta��yordum. Resûlullah gördü. “Nedir bu?” buyurdu. Ben de, “kedicik” dedim. Bunun üzerine Resûlullah bana “Ey kedicik babas�” buyurdu.”

Ebû Hureyre , Peygamber efendimizin yan�na geldikten sonra art�k O’ndan hiç ayr�lmad�. Ticaret, mal, servet gibi hiçbir me�gâlesi yoktu. Bunlarla hiç u�ra�mad�. Eshâb-� kirâm�n en fâkiri olup, Eshâb-� Suffa aras�na kat�ld�. Eshâb-� Suffa, Mescid-i Nebî’de kal�r hep ilimle me�gûl olurdu. Ebû Hureyre, Peygamberimizin hep huzurunda bulundu. Bu hal Peygamberimizin vefât�na sürdü.

Peygamberimizin yan�nda devaml� bulundu�u için pekçok hadîs-i �erîf i�itmi� ve rivâyet etmi�tir. Bir gün Peygamberimize �öyle demi�tir: “Yâ Resûlallah senden i�ittiklerimi hâf�zamda fazla tutam�yorum.” Bunun üzerine Peygamberimiz “Örtünü uzat” buyurdu. O da ridas�n� uzatt�. Resûlullah Ona duâ etti, iki mübarek eliyle üç defa O’na do�ru nûr saçt� ve “Örtünü gö�süne sür” buyurdu. O da sürdü. Böylece Allahü teâlâ O’na öyle bir haf�za ihsan etti ki, i�itti�i hiçbir �eyi unutmad�. Ömrü de uzun oldu. Böylece çok hadîs-i �erîf rivâyet etti.

Bir zât, �bn-i Ömer’e “Ebû Hüreyre Resûlullahtan bu kadar çok hadîs rivâyet ediyor do�ru mu?” dedi�inde �bn-i Ömer “Yemin ederim ki, hiç birinde �ek ve �üphe yoktur, çünkü Ebû Hureyre her zaman Resûlullaha suâl sorar, ald��� cevaplar� ezberlerdi.” demi�tir.

Eshâb-� kirâm aras�nda Muhacirin ve Ensar�n bir çoklar�n�n bilmedi�i hadîs-i �erîfleri Ebû Hureyre bilirdi. Çünkü Eshâb-� kirâm�n ço�u i� güç sahibi oldu�undan, bir k�sm� çar��da, pazarda çal���r, bir k�sm� ziraatle me�gûl olurdu. Bu sebeple her zaman ve her saat Resûlullah�n yan�nda bulunma f�rsat�n� elde edemezlerdi.

Eshâb-� kirâmdan bir k�sm� ise kendini tamamen ilme vermi� olup, Resûlullah�n huzurunda bulunurdu. Bunlar�n en ba��nda gelen Ebû Hureyre idi. Bu bak�mdan o herkesin duymad��� hadîs-i �erîfleri i�itip rivâyet etmi�tir. Onun bu hali Eshâb-� kirâm�n ileri gelenleri taraf�ndan da bildirilmi�tir. Ebû Âmir buyurdu ki: O, hergün Resûlullah�n huzurunda ve hizmetinde bulunmu�tur. Biz e�lerimizle ve ailemizle, evimizde oluyorduk. Onun böyle bir me�gâlesi yoktu. Bu bak�mdan O bizden daha fazla hadis-i �erif bilir ”

“Buraya gelmenizin sebebi nedir?”

Ebû Hureyre hazretleri, gece-gündüz Resûlullah�n huzurundan ayr�lmam��, bütün i�ini gücünü b�rakm��, hep Peygamberimizin buyurduklar�n� dinleyip, h�fzetmi�tir (ezberlemi�tir.)

Hatta günlerce aç kald��� halde dîni ö�renme gayretiyle buna katlanm��t�r. Bu hususta kendisi �öyle anlatm��t�r: “Bir gün açl��a dayanamayarak evimden ç�k�p mescide gittim. Günlerce bir �ey yememi�tim. Oraya var�nca bir grup Eshâb�n da orada oldu�unu gördüm. Yanlar�na var�nca “Bu saatte niçin geldin Yâ Ebâ Hureyre” dediler. Ben de “Açl�k beni buraya getirdi” dedim. Onlar, “Biz de açl��a dayanamayarak buraya ç�k�p geldik” dediler.

Bunun üzerine hep birlikte Resûlullah�n huzuruna gittik. Huzuruna var�nca “Bu saatte buraya gelmenizin sebebi nedir?” buyurdu. Biz de “Açl�k Yâ Resûlallah” dedik. Bir tabak hurma getirdi. Hepimize iki�er tane hurma verdi. Ben birini yedim, birini saklad�m. Resûlullah görüp, “Niçin onu da yemedin?” buyurdu. “Birini de anneme ay�rd�m” dedim. Resûlullah “Onu da ye sana annen için iki tane daha verece�iz” buyurdu. Annem için iki tane daha verdi.

“Bir gün Resûlullaha bir kase süt hediye getirildi. Ben o gün çok açt�m. Resûlullah bana “Git Eshâb-� Suffay� ça��r” buyurdu. Ça��rmaya gittim. Giderken bir sütün hepsi bana ancak yeter diye akl�ma geldi. Eshâb-� Suffa’y� ça��rd�m, yüz ki�i kadar vard�. Resûlullah�n emri üzerine o süt kasesini al�p her birine ayr� ayr� verdim. Hepsi doyas�ya içti. Resûlullah�n mu’cizesi ile art�yordu. Sonra Resûlullah “Ben ve sen kald�k iç.” buyurdu. Ben de biraz içtim. “�ç” buyurdular. Tekrar içtim. �çtikçe “�ç” buyurdular. O kadar içtim ve doydum ki, art�k hiç içecek halim kalmad�. Sonra da kâseyi al�p Resûlullah içti..”

Ebû Hureyre, Peygamberimizden bizzat ö�rendi�i din bilgilerini ve i�itti�i hadîs-i �erîflerin �slâm dünyas�na yay�lmas� hususunda çok büyük hizmet yapm��t�r. Her Cum’a günü namazdan önce hadîs-i �erîf dersleri verirdi. Hadîs-i �erîf ö�renmek için gelenler onun etraf�nda toplan�rd�. Onun ders meclisi pek geni� olup, bir çok kimse ondan ilim ö�renip, ilimde yükselmi� ve hizmet etmi�tir.

Ebû Hureyre fazileti ve �slâm� ya�amas�yla en mükemmel bir numûne idi. Çok geceleri ibâdet ile geçirir, sabaha kadar namaz k�lar, Kur’ân-� kerîm okurdu. Her ay�n ba��nda üç gün oruç tutard�. �bâdetlerde çok ihtiyatl� hareket ederdi. Hep abdestli bulunur ve Resûlullah “Abdestli olan vücûd a’zas�na Cehennem ate�i dokunmaz” buyurdu, derdi.

Ebû Hureyre hazretlerinin son sözü

Ebû Hureyre hazretleri her gün onbir bin tesbih çekerdi. Ölümü yakla�t���nda a�lad�. Sebebi sorulunca “Ahiret az���n�n azl���ndan ve yolculu�un zorlu�undan” demi�tir. Allah korkusu, mah�er gününün hesâb�ndan bahsedilince titremeye ba�lar, bazan a�layarak kendinden geçerdi.

�akya Eshahi �öyle anlat�r: “Bir defas�nda Medine’ye Ebû Hureyre’yi ziyaret için gelmi�tim. Resûlullah�n k�yamet gününe dair bir hadîs-i �erîfini rivâyet ederken, birden bire feryad edip, kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelince neden böyle yapt���n� sordum. Biliyormusun? K�yamet günü için Resûlullah buyurdu ki: “K�yamet günü Allahü teâlân�n insanlar� hesaba çekece�i gündür. Kur’ân-� kerîme, O’nun emirlerine uyanlar (hakyolu tutanlar) makbul olup, uymayanlar cezaland�r�lacakt�r. Kur’ân-� kerîmi bilip okuyan, ö�renip ö�retenlerden amel etmeyenlerin vay haline”

Kur’ân-� kerîmde insanlara emirler vard�r. Fakiri himâye etmek, sadaka vermek, akrabây� ziyâret etmek... Bunlar�n hepsini yerine getirmek gerekir. ��te bunun için k�yamet gününden korkar�m dedi.”

Ömrünün son günlerinde hastaland�. Hastal���n� duyanlar�n ziyarete gelmesiyle büyük bir kalabal�k topland�. Hastal��� a��rla�t���nda “Allah�m sana kavu�may� seviyorum. Bunu bana nasib eyle” demi�tir. Ebû Hureyre’nin rivayet etti�i hadîs-i �erîflerden bir k�sm� �unlard�r:

“Bir kimse bir mü’minin dünyaya üzüntülerini giderip ferahland�r�rsa, Allah da k�yamet günü onun üzüntülerinden birini giderir.” “Her kim eli dar olan borçluya kolayl�k gösterirse, Allah da dünya ve âhirette ona kolayl�k gösterir.” “Bir kul din karde�ine yard�mda bulundukça, Allah da ona yard�m eder.” “Bir kimse ilim tahsili için yola ç�karsa, bundan dolay� Allah ona Cennet yolunu kolayla�t�r�r.” “Ameli kendisini geride b�rakan kimseyi, nesebi ileri götüremez.”

“Müslüman�n müslüman üzerinde hakk� be�tir. Bunlar: Selâm almak, hastay� ziyaret etmek, cenâzeyi te�yi etmek, davete icabet eylemek (kabul edip, gitmek) aks�rana “Yerhamükellâh” Allah asna rahmet etsin, demek.” “Birbirinize hased etmeyiniz. Al�� veri�te birbirinizi aldatmay�n�z. Birbirinize darg�n durmay�n�z ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birinizin bitmek üzere olan pazarl���n� bozmay�n�z. Allah�n kullar� karde� olunuz. Müslüman müslüman�n karde�idir; ona zulmetmez, onu yard�ms�z b�rakmaz, ona hor bakmaz.”

“Müflis kime nedir biliyor musunuz?”

Ebû Hureyre hazretlerinin bildirdi�i hadîs-i �erîflerden baz�lar�:

Resûl-i Ekrem üç defa gö�sünü i�aret buyurarak,“Takvâ i�te buradad�r. Bir kimsenin �erir, kötü olmas� için müslüman karde�ini hor görmesi kâfidir.” buyurdu.

“�nsanlar�n Cennete girmelerine en çok yard�mc� olan, takvâ, Allah korkusu ve güzel ahlâkt�r.” “Kad�n elbisesi giyen erke�e ve erkek, elbisesi giyen kad�n la’net olsun.”

“Bir zaman gelir ki, müslümanlar birbirlerinden ayr�l�r, parçalan�rlar. Dini b�rak�p kendi dü�üncelerine, görü�lerine uyarlar. Kur’ân-� kerîmi mizmarlardan, ya’ni çalg�lardan, �ark� gibi okurlar. Allah için de�il keyf için okurlar. Allahü teâlâ bunlara lâ’net eder. Azab verir.”

“Mü’milerin imân bak�m�ndan en mükemmel olan�, ahlâk� en iyi olanlar�d�r ve hay�rl� olanlar�n�z da, kad�nlara kar�� hay�rl� olanlard�r”

“Allaha ve K�yamet Günü’ne imân edenler, kom�usuna eziyet etmesin. Allaha ve Ahiret Gününe imân� olan, misafire ikram etsin. Allaha ve Ahiret Gününe imân etmi� olan, ya hay�r söylesin ya sussun.”

“Kad�n dört �ey için nikâh edilir. Mal�, soyu, güzelli�i ve dîni. Sen dindar kad�n� seç, mes’ûd olursun.”

“Yedi s�n�f insan vard�r ki, Allahü teâlâ onlar� hiçbir gölge bulunmayan günde (K�yamet Gününde) Ar�’�n�n gölgesinde gölgelendirir. Adaletli Devlet Reisi, Allaha ibâdet ederek büyüyen genç. Kalbi mescidlere ba�l� olan kimse, Allah için birbirini seven ve bu u�urda birle�ip bu sevgi ile ayr�lan iki ki�i, mevki sahibi olan güzel bir kad�n taraf�ndan zinaya ça��r�ld��� halde “Ben Allah’tan korkar�m” cevab� ile mukabale eden kimse, sa� elinin verdi�i sadakay� sol eli duymayacak surette gizli sadaka veren kimse, tenha yerde Allah� zikrederek, gözleri ya�la dolup ta�an kimsedir.” “Sadaka, mal� eksiltmez. �nsan afvettikçe Allah da onun izzetini ve �erefini artt�r�r. Her kim Allah için tevazu ederse, Allah onu yükseltir.”

Birgün Eshâb-� kirâma kar�� “Müflis kime nedir biliyor musunuz?” buyurunca, Eshâb-� kirâm “Paras� ve mal� olmayan kimseye diyoruz.” dediler. Resûlullah buyurdu ki:

“Ümmetim aras�nda müflis, �u kimsedir ki, k�yâmet günü defterinde, çok namaz, oruç ve zekât sevâb� bulunur. Fakat, bir kimseye sövmü�, iftira etmi�, mal�n� alm��, kan�n� dökmü�, dövmü�. Sevâblar�, bu hak sâhiblerine da��t�l�r. Haklar� ödenmeden önce, sevâblar� biterse, hak sahiplerinin günahlar�, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme at�l�r.”



En çok hadis-i �erif rivayet eden Sahabi

Ebû Hureyre hazretleri, Eshâb-� kirâm aras�nda ençok hadîs-i �erîf bilen ve rivâyet edenlerdendir. �smi Abdurrahman bin Sahr’dir. Künyesi Ebû Hureyre’dir. Bu künyenin verili�i hakk�nda kendisi �öyle demi�tir. “Birgün kaftan�m�n içinde küçük bir kedi ta��yordum. Resûlullah gördü. “Nedir bu?” buyurdu. Ben de, “kedicik” dedim. Bunun üzerine Resûlullah bana “Ey kedicik babas�” buyurdu.”

Ebû Hureyre , Peygamber efendimizin yan�na geldikten sonra art�k O’ndan hiç ayr�lmad�. Ticaret, mal, servet gibi hiçbir me�gâlesi yoktu. Bunlarla hiç u�ra�mad�. Eshâb-� kirâm�n en fâkiri olup, Eshâb-� Suffa aras�na kat�ld�. Eshâb-� Suffa, Mescid-i Nebî’de kal�r hep ilimle me�gûl olurdu. Ebû Hureyre, Peygamberimizin hep huzurunda bulundu. Bu hal Peygamberimizin vefât�na sürdü.

Peygamberimizin yan�nda devaml� bulundu�u için pekçok hadîs-i �erîf i�itmi� ve rivâyet etmi�tir. Bir gün Peygamberimize �öyle demi�tir: “Yâ Resûlallah senden i�ittiklerimi hâf�zamda fazla tutam�yorum.” Bunun üzerine Peygamberimiz “Örtünü uzat” buyurdu. O da ridas�n� uzatt�. Resûlullah Ona duâ etti, iki mübarek eliyle üç defa O’na do�ru nûr saçt� ve “Örtünü gö�süne sür” buyurdu. O da sürdü. Böylece Allahü teâlâ O’na öyle bir haf�za ihsan etti ki, i�itti�i hiçbir �eyi unutmad�. Ömrü de uzun oldu. Böylece çok hadîs-i �erîf rivâyet etti.

Bir zât, �bn-i Ömer’e “Ebû Hüreyre Resûlullahtan bu kadar çok hadîs rivâyet ediyor do�ru mu?” dedi�inde �bn-i Ömer “Yemin ederim ki, hiç birinde �ek ve �üphe yoktur, çünkü Ebû Hureyre her zaman Resûlullaha suâl sorar, ald��� cevaplar� ezberlerdi.” demi�tir.

Eshâb-� kirâm aras�nda Muhacirin ve Ensar�n bir çoklar�n�n bilmedi�i hadîs-i �erîfleri Ebû Hureyre bilirdi. Çünkü Eshâb-� kirâm�n ço�u i� güç sahibi oldu�undan, bir k�sm� çar��da, pazarda çal���r, bir k�sm� ziraatle me�gûl olurdu. Bu sebeple her zaman ve her saat Resûlullah�n yan�nda bulunma f�rsat�n� elde edemezlerdi.

Eshâb-� kirâmdan bir k�sm� ise kendini tamamen ilme vermi� olup, Resûlullah�n huzurunda bulunurdu. Bunlar�n en ba��nda gelen Ebû Hureyre idi. Bu bak�mdan o herkesin duymad��� hadîs-i �erîfleri i�itip rivâyet etmi�tir. Onun bu hali Eshâb-� kirâm�n ileri gelenleri taraf�ndan da bildirilmi�tir. Ebû Âmir buyurdu ki: O, hergün Resûlullah�n huzurunda ve hizmetinde bulunmu�tur. Biz e�lerimizle ve ailemizle, evimizde oluyorduk. Onun böyle bir me�gâlesi yoktu. Bu bak�mdan O bizden daha fazla hadis-i �erif bilir ”

“Buraya gelmenizin sebebi nedir?”

Ebû Hureyre hazretleri, gece-gündüz Resûlullah�n huzurundan ayr�lmam��, bütün i�ini gücünü b�rakm��, hep Peygamberimizin buyurduklar�n� dinleyip, h�fzetmi�tir (ezberlemi�tir.)

Hatta günlerce aç kald��� halde dîni ö�renme gayretiyle buna katlanm��t�r. Bu hususta kendisi �öyle anlatm��t�r: “Bir gün açl��a dayanamayarak evimden ç�k�p mescide gittim. Günlerce bir �ey yememi�tim. Oraya var�nca bir grup Eshâb�n da orada oldu�unu gördüm. Yanlar�na var�nca “Bu saatte niçin geldin Yâ Ebâ Hureyre” dediler. Ben de “Açl�k beni buraya getirdi” dedim. Onlar, “Biz de açl��a dayanamayarak buraya ç�k�p geldik” dediler.

Bunun üzerine hep birlikte Resûlullah�n huzuruna gittik. Huzuruna var�nca “Bu saatte buraya gelmenizin sebebi nedir?” buyurdu. Biz de “Açl�k Yâ Resûlallah” dedik. Bir tabak hurma getirdi. Hepimize iki�er tane hurma verdi. Ben birini yedim, birini saklad�m. Resûlullah görüp, “Niçin onu da yemedin?” buyurdu. “Birini de anneme ay�rd�m” dedim. Resûlullah “Onu da ye sana annen için iki tane daha verece�iz” buyurdu. Annem için iki tane daha verdi.

“Bir gün Resûlullaha bir kase süt hediye getirildi. Ben o gün çok açt�m. Resûlullah bana “Git Eshâb-� Suffay� ça��r” buyurdu. Ça��rmaya gittim. Giderken bir sütün hepsi bana ancak yeter diye akl�ma geldi. Eshâb-� Suffa’y� ça��rd�m, yüz ki�i kadar vard�. Resûlullah�n emri üzerine o süt kasesini al�p her birine ayr� ayr� verdim. Hepsi doyas�ya içti. Resûlullah�n mu’cizesi ile art�yordu. Sonra Resûlullah “Ben ve sen kald�k iç.” buyurdu. Ben de biraz içtim. “�ç” buyurdular. Tekrar içtim. �çtikçe “�ç” buyurdular. O kadar içtim ve doydum ki, art�k hiç içecek halim kalmad�. Sonra da kâseyi al�p Resûlullah içti..”

Ebû Hureyre, Peygamberimizden bizzat ö�rendi�i din bilgilerini ve i�itti�i hadîs-i �erîflerin �slâm dünyas�na yay�lmas� hususunda çok büyük hizmet yapm��t�r. Her Cum’a günü namazdan önce hadîs-i �erîf dersleri verirdi. Hadîs-i �erîf ö�renmek için gelenler onun etraf�nda toplan�rd�. Onun ders meclisi pek geni� olup, bir çok kimse ondan ilim ö�renip, ilimde yükselmi� ve hizmet etmi�tir.

Ebû Hureyre fazileti ve �slâm� ya�amas�yla en mükemmel bir numûne idi. Çok geceleri ibâdet ile geçirir, sabaha kadar namaz k�lar, Kur’ân-� kerîm okurdu. Her ay�n ba��nda üç gün oruç tutard�. �bâdetlerde çok ihtiyatl� hareket ederdi. Hep abdestli bulunur ve Resûlullah “Abdestli olan vücûd a’zas�na Cehennem ate�i dokunmaz” buyurdu, derdi.

Ebû Hureyre hazretlerinin son sözü

Ebû Hureyre hazretleri her gün onbir bin tesbih çekerdi. Ölümü yakla�t���nda a�lad�. Sebebi sorulunca “Ahiret az���n�n azl���ndan ve yolculu�un zorlu�undan” demi�tir. Allah korkusu, mah�er gününün hesâb�ndan bahsedilince titremeye ba�lar, bazan a�layarak kendinden geçerdi.

�akya Eshahi �öyle anlat�r: “Bir defas�nda Medine’ye Ebû Hureyre’yi ziyaret için gelmi�tim. Resûlullah�n k�yamet gününe dair bir hadîs-i �erîfini rivâyet ederken, birden bire feryad edip, kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelince neden böyle yapt���n� sordum. Biliyormusun? K�yamet günü için Resûlullah buyurdu ki: “K�yamet günü Allahü teâlân�n insanlar� hesaba çekece�i gündür. Kur’ân-� kerîme, O’nun emirlerine uyanlar (hakyolu tutanlar) makbul olup, uymayanlar cezaland�r�lacakt�r. Kur’ân-� kerîmi bilip okuyan, ö�renip ö�retenlerden amel etmeyenlerin vay haline”

Kur’ân-� kerîmde insanlara emirler vard�r. Fakiri himâye etmek, sadaka vermek, akrabây� ziyâret etmek... Bunlar�n hepsini yerine getirmek gerekir. ��te bunun için k�yamet gününden korkar�m dedi.”

Ömrünün son günlerinde hastaland�. Hastal���n� duyanlar�n ziyarete gelmesiyle büyük bir kalabal�k topland�. Hastal��� a��rla�t���nda “Allah�m sana kavu�may� seviyorum. Bunu bana nasib eyle” demi�tir. Ebû Hureyre’nin rivayet etti�i hadîs-i �erîflerden bir k�sm� �unlard�r:

“Bir kimse bir mü’minin dünyaya üzüntülerini giderip ferahland�r�rsa, Allah da k�yamet günü onun üzüntülerinden birini giderir.” “Her kim eli dar olan borçluya kolayl�k gösterirse, Allah da dünya ve âhirette ona kolayl�k gösterir.” “Bir kul din karde�ine yard�mda bulundukça, Allah da ona yard�m eder.” “Bir kimse ilim tahsili için yola ç�karsa, bundan dolay� Allah ona Cennet yolunu kolayla�t�r�r.” “Ameli kendisini geride b�rakan kimseyi, nesebi ileri götüremez.”

“Müslüman�n müslüman üzerinde hakk� be�tir. Bunlar: Selâm almak, hastay� ziyaret etmek, cenâzeyi te�yi etmek, davete icabet eylemek (kabul edip, gitmek) aks�rana “Yerhamükellâh” Allah asna rahmet etsin, demek.” “Birbirinize hased etmeyiniz. Al�� veri�te birbirinizi aldatmay�n�z. Birbirinize darg�n durmay�n�z ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birinizin bitmek üzere olan pazarl���n� bozmay�n�z. Allah�n kullar� karde� olunuz. Müslüman müslüman�n karde�idir; ona zulmetmez, onu yard�ms�z b�rakmaz, ona hor bakmaz.”

“Müflis kime nedir biliyor musunuz?”

Ebû Hureyre hazretlerinin bildirdi�i hadîs-i �erîflerden baz�lar�:

Resûl-i Ekrem üç defa gö�sünü i�aret buyurarak,“Takvâ i�te buradad�r. Bir kimsenin �erir, kötü olmas� için müslüman karde�ini hor görmesi kâfidir.” buyurdu.

“�nsanlar�n Cennete girmelerine en çok yard�mc� olan, takvâ, Allah korkusu ve güzel ahlâkt�r.” “Kad�n elbisesi giyen erke�e ve erkek, elbisesi giyen kad�n la’net olsun.”

“Bir zaman gelir ki, müslümanlar birbirlerinden ayr�l�r, parçalan�rlar. Dini b�rak�p kendi dü�üncelerine, görü�lerine uyarlar. Kur’ân-� kerîmi mizmarlardan, ya’ni çalg�lardan, �ark� gibi okurlar. Allah için de�il keyf için okurlar. Allahü teâlâ bunlara lâ’net eder. Azab verir.”

“Mü’milerin imân bak�m�ndan en mükemmel olan�, ahlâk� en iyi olanlar�d�r ve hay�rl� olanlar�n�z da, kad�nlara kar�� hay�rl� olanlard�r”

“Allaha ve K�yamet Günü’ne imân edenler, kom�usuna eziyet etmesin. Allaha ve Ahiret Gününe imân� olan, misafire ikram etsin. Allaha ve Ahiret Gününe imân etmi� olan, ya hay�r söylesin ya sussun.”

“Kad�n dört �ey için nikâh edilir. Mal�, soyu, güzelli�i ve dîni. Sen dindar kad�n� seç, mes’ûd olursun.”

“Yedi s�n�f insan vard�r ki, Allahü teâlâ onlar� hiçbir gölge bulunmayan günde (K�yamet Gününde) Ar�’�n�n gölgesinde gölgelendirir. Adaletli Devlet Reisi, Allaha ibâdet ederek büyüyen genç. Kalbi mescidlere ba�l� olan kimse, Allah için birbirini seven ve bu u�urda birle�ip bu sevgi ile ayr�lan iki ki�i, mevki sahibi olan güzel bir kad�n taraf�ndan zinaya ça��r�ld��� halde “Ben Allah’tan korkar�m” cevab� ile mukabale eden kimse, sa� elinin verdi�i sadakay� sol eli duymayacak surette gizli sadaka veren kimse, tenha yerde Allah� zikrederek, gözleri ya�la dolup ta�an kimsedir.” “Sadaka, mal� eksiltmez. �nsan afvettikçe Allah da onun izzetini ve �erefini artt�r�r. Her kim Allah için tevazu ederse, Allah onu yükseltir.”

Birgün Eshâb-� kirâma kar�� “Müflis kime nedir biliyor musunuz?” buyurunca, Eshâb-� kirâm “Paras� ve mal� olmayan kimseye diyoruz.” dediler. Resûlullah buyurdu ki:

“Ümmetim aras�nda müflis, �u kimsedir ki, k�yâmet günü defterinde, çok namaz, oruç ve zekât sevâb� bulunur. Fakat, bir kimseye sövmü�, iftira etmi�, mal�n� alm��, kan�n� dökmü�, dövmü�. Sevâblar�, bu hak sâhiblerine da��t�l�r. Haklar� ödenmeden önce, sevâblar� biterse, hak sahiplerinin günahlar�, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme at�l�r.”