Hâlid bin velîd "radıyallahü anh"-4 |
|
|
Bu sırada Şam ve civarının fethi için görevlendirilen İslâm ordusu Yermük’te 200 bin kişilik bir Bizans ordusuyla karşılaşmıştı. Hazret-i Ebû Bekr, Hâlid bin Velîd’i İslâm ordusuna takviye olarak gönderdi. Böylece takviye birlikleriyle berâber İslâm ordusunun mevcudu 40 bin kişi oldu. Ordu komutanlığını üzerine alan Hâlid bin Velîd görülmemiş siyâsî manevralarla kendilerinden beş kat büyük Bizans ordusunu büyük bir bozguna uğrattı (Bkz. Yermük Savaşı). Böylece İran, Irak, Şam, Suriye, Filistin ve civarı Hâlid bin Velîd’in kumandanlığı ve fevkalâde güzel idâresiyle fethedildi.
Hazret-i Ömer devri fetihlerine de katılan Hâlid bin Velîd hazretleri 642 (H.21) yılında Humus’ta vefât etti. Rûhunu teslim edeceği vakit, muhârebe meydanında şehid olmadığına çok üzüldü ve; “Şimdiye kadar yüze yakın muhârebede bulundum. Bedenimde ok, kılıç, mızrak yarasından boş kalan yer yoktur. Ne yazık ki, ben yatağımda rahat can veriyorum!” buyurarak ebedî hayâta göç etti.
Bütün Eshâb-ı kirâm gibi, hazret-i Hâlid bin Velîd de, ömrünü İslâmiyetin yayılması için harcamıştır. Peygamber efendimize olan hürmeti, muhabbeti ve bağlılığı son derece idi. Yanında, Peygamber efendimizin ism-i şerîfinin salâtü selâm ilâve edilmeden yalnız olarak söylenmesine müsâade etmezdi. Resûlullah efendimizden kendisine bir şey gelirse, bundan büyük şeref ve seâdet duyar, iftihâr ederdi. Bütün Eshâb-ı kirâm gibi o da, Sevgili Peygamberimizin rızâsını ve hoşnutluğunu kazanabilmek için çırpınırdı. Bunun için her şeyini fedâ eder, hiç bir şeyden çekinmezdi. Cesâret ve şecâatini ve askerlikteki tecrübelerini, İslâmiyetin her tarafa yayılması için harcamış ve bunun için Peygamber efendimiz tarafından medh edilmiştir. Peygamber efendimiz onun için; “Allah’ın iyi kullarından biridir.” buyurmuştur.
|