Dört Çeşit Hatırlamak Yazdır E-posta
 
HUZUR PINARI
(Sitelerimiz her gün güncellenmektedir)
Dört çeşit hatırlamak
Ölüm'ü hatırlamak, esasen dört kısımdır.
Birincisi, (gafil)in ölüm'ü anmasıdır.
 
O, hatırlasa bile ölüm'ü zaman zaman,
Alamaz kendisini dünyaya sarılmaktan.
 
Hatta hatırladıkça, sarılır daha fazla.
Ayrılığı düşünüp, ölüm'ü sevmez asla.
 
Bu yüzden kötü bilip, zemmeder ölüm'ü hep.
Der ki: (Bu, başımıza ne zaman gelir acep?
 
Yazık ki, ben de bir gün ölüp ayrılacağım.
O zaman ne olacak evim, barkım, ocağım?
 
Arzu ve emellerim, hep yarıda kalacak.
Benim kazandığımı, varislerim alacak.)
 
Ölüm'ü düşündükçe, keder çöker içine.
Ve düşer bu dünyadan ayrılık ateşine.
 
Gafillerin, ölüm'ü bu türlü anmaları,
Daha uzaklaştırır Rablerinden onları.
 
İkinci kısım ise, (tövbe eden bir kul)dur.
Ölüm'ü hatırlayıp, pişmanlığı çok olur.
 
Yaptığı günahlara üzülüp, olur nadim.
Der ki: (Bu günahlarla ne olur benim halim?)
 
Kaçırdığı fırsatı çalışır telafiye.
Çok ister kavuşmayı gufran-ı ilahiye.
 
O, kötü bilmese de, ölüm'ü onlar gibi,
Erken gelmesini de istemez tabii ki.
 
Çünkü hazır değildir ölüm için o daha.
İstemez o haliyle, vasıl olsun Allah’a.
 
Her ne kadar ölmeyi istemese de erken,
Lakin olmaz zararı, bu halis niyetinden.
 
Çünkü arzu eder ki, baksın hazırlığına.
Öyle çıksın mahşerde, Rabbinin huzuruna.
 
Üçüncü kısım ise, arif ve velilerdir.
Bunlar istemezler ki, eceli etsin tehir.
 
Çünkü onlar, aşıktır Allahü teâlâya.
Can atarlar ölüp de Rablerine varmaya.
 
Ölüm'ü, yadlarından çıkarmazlar bunlar hiç.
Çünkü ölüm'le gelir bunlara büyük sevinç.
 
Kavuşmaktan başkaca olmaz bir gayeleri.
Bundan ileri gelir ölmek istemeleri.
 
Bunlar, yalnız ölümle bulurlar huzur, rahat.
Çünkü ancak ölüm'le mümkün olur bu vuslat.
 
Zaten ölüm, köprüdür, dünyadan ahirete.
Bunlar da ölüm ile kavuşurlar rahmete.
 
Bunların da üstünde bir derece vardır ki,
Onlar da düşünürler ölüm'ü, şu farkla ki,
 
Ölüm'ün gelmesinde, bu çok yüksek zevatın,
Yoktur bir fikirleri, geç olmuş, ya da yakın.
 
Hakk’a bırakmışlardır, onlar her hadiseyi.
O, ne takdir ederse, beğenirler o şeyi.
 
Kendi arzularından ileri geçmişlerdir.
Murad-ı ilahiyi, murad edinmişlerdir.
 
Rıza derecesine varmışlardır ki onlar,
Kalmamıştır onlarda şu veya bu arzular.
 
Takdir-i ilahiye eğmişlerdir tam boyun.
O, ne takdir ederse,  derler ki: (Budur uygun.)
 
Ölüm ile hayatın, onlarca farkı yoktur.
Ancak böyle bulurlar onlar rahat ve huzur.
 
Öyle dalmışlardır ki aşkullaha bu kullar,
Onları, başka şeyler etmez pek alakadar.
İyiliklerine sevinen, kötülüklerine üzülen kimse mümindir.
Hadîs-i şerîf
www.huzurpinari.com
www.huzurpinari.net
www.huzurpinari.org
www.serenityfountain.org
www.sevgilipeygamberim.net
www.sevgilipeygamberim.org
www.sevgilipeygamberimiz.com
www.sevgilipeygamberimiz.org
www.cocukpinari.com
www.huzurpinaricocuk.com
(Sitelerimiz her gün güncellenmektedir)
Huzur Pınarı Mail Grubu
Gruba üye olmak için: http://www.huzurpinari.com/uyeol
Üyelikten çıkmak için: Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
Dini sualleriniz için: http://www.huzurpinari.com/#sual.asp
 
< Önceki   Sonraki >