İmam-ı Rabbani Hazretlerinden İnciler 63-64 Yazdır E-posta
Zâhirinizi islâmiyetin zâhiri ile, bâtınınızı da, islâmiyetin bâtını ile yâni hakîkat ile süsleyiniz! Çünkü, hakîkat ve tarîkat, islâmiyetin hakîkatindendirler. Tarîkat ise, o hakîkatin kendisidir. Yanlış anlamamalı! İslâmiyeti başka, tarîkatı ve hakîkatı başka sanmamalıdır. Böyle söylemek ilhâd ve zındıklıktır.

Bu büyüklerin yolu Eshâb-ı kirâmın yoludur. Hayr-ül-beşerin sohbetinde [ve mübârek nazarları karşısında] bir kere bulunmakla, Eshâb-ı kirâmdan herbiri, öyle bir dereceye yükselirdi ki, onlardan sonra gelen Evliyânın en büyüklerinden pek azı, en son olarak, bu dereceye yükselebilmişlerdir. Bundan dolayı, Uhud gazvesinde Hz. Hamzanın şehit olmasına sebep olan Vahşî îman edip, bir kere Peygamberin huzurunda bulunduğu için, Tâbiînin en üstünü olan Veysel Karânîden eftal olmuştur. [Bunun için, Vahşîye dil uzatmamalıdır. Şarap içip, had olarak sopa vuruldu sözü doğru değildir.] Büyük islâm âlimi Abdüllah ibni Mübâreke, (Muaviye ile Ömer bin Abdülazîzden hangisi eftaldir?) diye soruldukta, (Resûlullahın yanında giderken Muaviyenin bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîzden yüzlerce daha kıymetlidir) buyurdu. [Eshâb-ı kirâm onlardır ki, Allahü teâlâ onları Habîbinin meclisine, sohbetine lâyık olarak halk etmiştir.]

Allahü teâlâ bizleri ve sizleri, bu büyükleri sevmekle şereflendirsin! Âmîn.

Büyüklerimiz, Eshâb-ı kirâmın yolunda yürüdüklerinden, başkalarının, en sonda vardıkları derecelere, daha başlangıçta ermişlerdir. Bu yolun sonunun nasıl olacağını, bundan anlamalıdır. Bu büyüklerin, nihâyette eriştikleri dereceleri kim anlıyabilir. (Huzur Pınarı Mail Grubu)
 
< Önceki   Sonraki >