Ebedî Seâdet-25 Yazdır E-posta

 Huzur Pınarı 

Ebedî Seâdet-25

Kur�ân-ı kerîmde, zem edilen, kötü denilen dünyâ, harâmlar ve mekrûhlardır. Mal kötülenmemişdir...

 

 

 

   

Dünyâ, ednâ kelimesinin müennesidir. Masdarı, dünüv veyâ denâetdir. Birinci masdardan gelince, çok yakın demekdir. (Biz en yakın olan gökü, çırağlarla süsledik) âyet-i kerîmesindeki dünyâ kelimesi böyledir. Ba�zı yerde de, ikinci ma�nâ ile kullanılmışdır. Meselâ, (Denî, alçak şeyler mel�ûndur) hadîs-i şerîfinde böyledir. Ya�nî (Dünyâ mel�ûndur) demekdir.

 

Alçak şeyler, cenâb-ı Hakkın nehy-i iktizâî ve nehy-i gayr-i iktizâîsidir. Ya�nî, harâm ile mekrûhlardır. Şu hâlde, Kur�ân-ı kerîmde, zem edilen, kötü denilen dünyâ, harâmlar ve mekrûhlardır. Mal kötülenmemişdir. Çünki, cenâb-ı Hak mala hayr adını vermekdedir. Bu sözümüzü isbât eden vesîka, bütün mahlûkların ve insanlığın üstünlükde ikincisi olan İbrâhîm halîl-ür-rahmânın malıdır. Yalnız yarım milyonu sığır olmak üzere, davarları, ova ve vâdîleri dolduruyordu. Görülüyor ki, islâmiyyet dünyâ malını kötülememekdedir. İbrâhîm peygamberin bu kadar zengin olması, sözümüzü isbât etmekdedir.

Harâm işlememek ve bütün ahkâm-ı islâmiyyeyi yerine getirmek, çok kolaydır. Kalbi bozuk olana güç gelir. Evet, birçok işler vardır ki, sağlam insanlara kolaydır. Hastalara ise güçdür. Kalbin bozuk olması, islâmiyyete temâm inanmaması demekdir. Bu gibi insanlar, inandım dese de, hakîkî tasdîk değildir. Lâf ile tasdîkdir. Kalbde hakîkî tasdîkın, doğru îmânın bulunmasına bir alâmet, dîn-i islâm yolunda yürümekde kolaylık duymakdır.

(Devamı var)

 

 

Huzur Pınarı
 

 
< Önceki   Sonraki >