İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî Serhendî (kuddise sirruh) Yazdır E-posta

Huzur Pınarı

Buyurdular kİ...

İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî Serhendî (kuddise sirruh)

     

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdular ki:
    • Farzı bırakıp, nâfile ibâdetleri yapmak boşuna vakit geçirmektir.
    • Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde, İslâmiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında, oyun ve eğlence ile geçirmemek için uyanık olunuz.
    • Câhillerin, büyüklere dil uzatmalarına sebeb olmayınız! Her işinizin İslâmiyete uygun olması için, Allahü teâlâya yalvarınız.
    • Gönül dalgınlığının ilâcı; gönlünü Allahü teâlâya vermiş olanların sohbetidir.
    • Dünyâ hayâtı pek kısadır. Bunu en lüzumlu şeyde kullanmak gerekir. Bu en lüzûmlu şey de, kalbini toparlamış olanların yanında bulunmaktır. Hiçbir şey sohbet gibi faydalı olmaz.
    • İnsana lâzım olan önce Ehl-i sünnete uygun inanmak, sonra Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak, daha sonra tasavvuf yolunda ilerlemektir.
    • Kalbin tasviyesi (temizlenmesi); İslâmiyete uymakla, sünnetlere yapışmakla, bid'atlerden kaçmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve rehberi, doğru yolu gösteren âlimi sevmek bunu kolaylaştırır.
    • Kâfirlere kıymet vermek, müslümanlığı aşağılamak olur.
    • Bu dünyâda en mes’ûd kimse, kısa ömründe, âhirete yarayacak işleri yapan, uzun olan âhiret yolculuğuna hâzırlanan kimsedir.
    • Allahü teâlânın kullarına iyilik etmeğe, güler yüz, tatlı dil ve güzel huy ile onlara kolaylık göstermeğe çalışınız! Bu çalışmanız, Allahü teâlânın rızâsını kazanmanıza ve âhıretde yüksek derecelere kavuşmanıza sebeb olacakdır. Hadîs-i şerîfde, (İnsanlar Allahü teâlânın ıyâlidir, kullarıdır. Kullarına iyilik  edenleri çok sever) buyuruldu.
    • İleriyi gören akl sâhiblerinin, hâzırlıklı olması lâzımdır. Dünyânın güzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. İnsanın şerefi ve kıymeti dünyâlıkla ölçülse idi, dünyâlığı çok olan kâfirlerin herkesden dahâ kıymetli ve dahâ üstün olmaları lâzım gelirdi. Dünyânın görünüşüne aldanmak aklsızlıkdır, ahmaklıkdır. Birkaç günlük zemânı büyük ni’met bilerek, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmağa çalışmalıdır. Allahü teâlânın kullarına ihsân, iyilik etmelidir. Kıyâmetde azâblardan kurtulmak için, iki büyük temel vardır: Birisi, Allahü teâlânın emrlerine kıymet vermek, saygı göstermekdir. İkinci, Allahü teâlânın kullarına, yaratdıklarına şefkat, iyilik etmekdir.
    • Erkeklerden ve kadınlardan bizim yolumuza girmiş olanların ve kıyâmete kadar, vâsıtalı ve vâsıtasız girecek olanların hepsini bana gösterdiler. İsmlerini, soylarını ve memleketlerini bildirdiler. İstersem, hepsini bir bir sayarım. Hepsini bana bağışladılar.
    • Bize bildirildi ki, hazret-i Mehdî “aleyhirrahme”, bizim bu nisbetimizde bulunacak, bizim ma’rifet ve hakîkatden yazdıklarımızı okuyacak ve kabûl edecekdir.
    • İnsanın yaratılmasından maksad, kulluk vazîfelerini yerine getirmekdir. Vilâyet makâmlarının sonu, abdiyyet (kulluk) makâmıdır. Bunun üstünde makâm yokdur.
    • Bu büyüklerin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” yolu çok kıymetli, pek azîzdir. Sünnete uymak esâsı üzerine kurulmuşdur. Şimdi Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” sünnetlerinden bir sünneti ihyâ etmekden (diriltmekden) başka bir arzûm yokdur. Hâller, mevâcid ve zevkler, isteyenlerin olsun. Kalbi, büyüklerin nisbeti [yoluna girmek] ile ma’mûr etmeli, zâhiri temâmen ahkâm-ı islâmiyye ile süslemelidir. [Ahkâm-ı islâmiyye, emrler ve yasaklar demekdir.]

 
                Huzur Pınarı

    Evliyalar Ansiklopedisi

www.huzurpinari.com

 ali ağaoğlu


 
< Önceki   Sonraki >