Dört maddeli kıymetli sözler Yazdır E-posta

Huzur Pınarı

Buyurdular ki...(47)

Dört maddeli kıymetli sözler

  • Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri Ebû Zer “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerine buyurdular ki: (Yâ Ebâ Zer! Gemiyi yenile. Muhakkak ki, deryâ derindir. Azık al, zîrâ yolculuk uzundur. Yükünü hafîf et. Zîrâ geçilmesi zor geçitler var. Amelini hâlis eyle. Zîrâ; hâlisi-bozuğu ayıran Basîrdir.)

  • Yine Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” buyurdular ki: (Yıldızlar gök ehli için emândır. Ne zemân ki yıldızlar gök ehlinin üzerine dökülür; kazâ nâzil olur. Benim eshâbım da ümmetim üzerine emândır. Ne vakt eshâbım zâil olursa, ümmetim üzerine kazâ nâzil olur. Eshâbım üzerine de ben emânım. Ben gitdim, eshâbım üzerine kazâ nâzil olur. Dağlar yer ehli için emândır. Ne zemân ki dağlar yer üzerinden gitdi. Yer ehli üzerine kazâ nâzil oldu.)

  • Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Dört şey vardır ki, dört şey ile temâm olur. Nemâz, secde-i sehv ile temâm olur. Oruc sadaka-ı fıtr ile temâm olur. Hac fidye ile temâm olur. Îmân cihâd ile temâm olur.)

  • Ömer “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Deryâlar dörtdür: Allahü teâlâ hazretlerinin rahmeti, günâhlar için deryâdır. Nefs, şehvetler için deryâdır. Ölüm, ömrler için deryâdır. Kabr, nedâmetler [pişmânlıklar] için deryâdır.)

  • Osmân “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Dört şey vardır ki, zâhirleri fazîletdir. Ve bâtınları farzdır. Kur’ân-ı azîm-üş-şânın tilâveti fazîletdir. Onunla amel farzdır. İnsanlara ihsân etmek fazîletdir. Hasımları birbirinden râzı etdirmek farzdır. Sâlihler ile berâber bulunmak fazîletdir. Yapdıklarına uymak farzdır. Hastaları sormak fazîletdir. Vasıyyetlerini kabûl etmek farzdır.)

  • Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretleri buyurdu ki: (Bir kimse Cennete müştak olsa [Cenneti arzû etse], hayrlı işlere koşar. Bir kimse ateşden [Cehennemden] korksa, şehvetlerinden kendini men’ eder. Bir kimse ölümü yakın bilse, dünyâ lezzetlerinden sakınır. Bir kimse dünyâyı bilse [tanısa], musîbetler ona hor olur [musîbetlerin te’sîrinde kalmaz].)

Menâkıb-i Çihâr Yâr-i Güzîn

 
< Önceki   Sonraki >