ALTIN HALKA-32-4 Yazdır E-posta
Dünya hayal...
Bu zat buyuruyor ki, (Bu dünya sanki hayâl,
Yakında ahirete edeceğiz intikal.
Nefesler sayılıdır, tükenir bir gün elbet,
Allah�ın huzuruna, çıkacağız âkıbet.
�Serî-ül hesap�tır ki, Hak teâlâ hem dahî,
Gayet çabuk görülür, hesabımız Vallahi.)
Bir gün de buyurdu ki; (Arkadaş çok mühimdir,
Zîra iyi arkadaş, seâdete erdirir.
Uygunsuz, kötü ise, eğer ki bir arkadaş,
Seni de felâkete sürükler yavaş yavaş.
Cüzzamlı hasta ile, insan aynı yatakta,
Yedi sene yatsa ve yeseler aynı kapta,
Çok sâri, bulaşıcı olsa dahî bu cüzzam,
Mikrop almayabilir, cüzzamlıdan o adam.
Yâni yakınlıkları, olsa da böyle yine,
Yine ihtimal vardır, mikrop geçmemesine.
Ama bir mahallede, �Bir kötü� olsa şâyet,
Bu, diğerlerine de, mutlak eder sirayet.
Oturmuş olsalar da, ayrı ayrı evlerde,
Bulaşır kötülüğü, hep diğerlerine de.
Hattâ öyle olur ki, onun bu bozuk hâli,
Olmaz diğerlerine, geçmeme ihtimâli.
Bir sepetin içinde, bir elma olsa çürük,
Diğer elmalara da, bulaşır o çürüklük.
Siz de dikkat edin ki, arkadaş ve yârâna,
Zîra arkadaşından, zarar gelir insana.)
Yine bir sohbetinde, buyuruyor ki bu zât,
(Hep islâma muvafık olmalı her icrâat.
Zîra yaratıldı ki, bu insanlar ve cinler,
Yalnız Hak teâlâya ibadet eylesinler.
İnsanın kemâli de, Rabbine kul olmaktır,
Ondan başka her şeyi, gönülden çıkarmaktır.
Tasavvufa girmekten asıl maksat da zâten,
Kul kendi �Hiç�liğini, bilmesidir esâsen.
Kendisinde varlıktan bir eser görmemektir,
Varlığın Hakk�a mahsus olduğunu bilmektir.
Evliyalar keramet gösterseler de, fakat,
Evliya olmak için, keramet değildir şart.
Ayrıca kerametin, az veya çok olması,
Onun derecesiyle, yoktur bir alâkası.
Zîra Şihabüddin-i Sühreverdi adında,
Bir velî buyurur ki, �Avârif� kitabında,
(Kalbin her an Allah�ı anmasına kıyasen,
Keramet göstermenin, kıymeti yok esâsen.
Tasavvuf yolunda da, asıl gâye ve maksat,
Kalbin Hak teâlâyı, anmasıdır her sâat.
En büyük keramet de, işte bu mârifettir,
Yâni Hak teâlâyı, tanımak ve bilmektir.)
 
 
< Önceki   Sonraki >