ALTIN HALKA-31-3 Yazdır E-posta
Seyyid Tâhâ hazretleri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin yanında seksen gün kaldıktan sonra, velîlikte pek yüksek derecelere kavuştu. Keşf ve kerâmet sâhibi olarak hilâfet-i mutlaka ile şereflendi.
Seyyid Tâhâ hazretleri, hilâfetle müşerref olup Berdesûr'a hareket edeceği zaman, Mevlânâ onu büyük bir cemâatle uğurladı. Vedâdan sonra, Seyyid Tâhâ, Mevlânâ'nın ayrılmış olduğunu hissedip, atına binmek istediğinde, üzenginin bir kimse tarafından tutulduğunu anladı. Baktığında, üzengiye yapışan ve onu tutanın hocası Mevlânâ olduğunu gördü. "Estagfirullah" deyip, geri çekildi. Mevlânâ, Seyyid Tâhâ hazretlerine hitâben; "Bir zaman nefsinin terbiyesi için size dağdan taş getirtiyordum. Şimdi Resûl-i ekremin Ehl-i beytine olan bağlılığım sebebiyle üzengini benden başka kimse tutamaz. Siz de bundan kaçınamazsınız." buyurdu. O da sıkılarak; "Emir edebden üstündür." sözü gereğince ata bindi. Bir müddet binlerce âlim, sâlih, talebe ve halkın katıldığı uğurlama merâsimi ile yürüdü. Sonra, Mevlânâ durdu. Elindeki dizginleri, Seyyid Tâhâ'ya verip; "Bundan sonra dizginlerin senin elindedir. Terbiye ve yetişmende kusur etmedim. Cenâb-ı Hak yardımcın, büyüklerin rûhları sığınağın olsun." buyurdu. Tâhâ-i Hakkârî hazretleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin halîfesi olarak Berdesûr'a geldi.
Amcası Seyyid Abdullah, Nehrî'de talebe yetiştirmek ile meşgûl iken, oraya çok yakın olan Berdesûr'a Seyyid Tâhâ'nın da gönderilmiş olmasının hikmetini anlayamayan birçokları; "Böyle iki büyük halîfenin bir yere gönderilmesinin sebebi nedir?" dediler. Fakat bunu, kısa bir süre sonra Seyyid Abdullah vefât ettiğinde anladılar. Bunun üzerine, oranın halkı tarafından Seyyid-i Büzürk (Büyük Efendi) diye bilinen Seyyid Tâhâ hazretleri, Nehrî kasabasına gelip irşâda başladı. Burada kırk iki sene, ilim talebesine, Hak âşıklarına ve Hakk'ı arayanlara ilim, feyz ve nûr saçtı. Âşıklar, uzaktan yakından pervâne gibi bu irşâd ve nûr kaynağının etrâfına toplandılar. Nehrî, Cennet bahçelerinin gıbta edeceği bir gülistan oldu. Allah'ı arayanların arzusu ve rûhlarının mıknatısı hâline geldi. Şimdi birkaç harab evin bulunduğu Nehrî'de, o zaman nüfus on altı bine yükseldi. Nehrî birkaç câmi, mescid, medreseler, çarşı ve diğer dükkân, han, hamam ve benzeri binâlarla o civârın merkezi idi.
Seyyid Tâhâ'nın sohbetleri bereketiyle pekçok kimse Allahü teâlânın rızâsını kazandı.
Seyyid Tâhâ hazretleri, en büyük velîlerden olup, onu gören müslim veya gayr-i müslim, o anda Allahü teâlâyı hatırlardı.
 
< Önceki   Sonraki >