ALTIN HALKA-28-13 Yazdır E-posta

Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin büyüklüğünü en güzel, talebesi Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, meşhur dîvânında şöyle anlatmıştır:

"Mübârek hocam karanlık ufukları aydınlatıp, mahlûkâtı dalâletten hidâyete kavuşturmaya vesîle oldu.

O, hidâyet yıldızı, karanlık gecelerin dolunayı, takvâ ummânı, feyzler defînesi, yüksek hâller ve kerâmetler hazînesidir.

O, hilmde yer, vekarda dağlar, ziyâ bakımından güneş, yükseklikte semâ gibidir.

O, Dîn-i İslâmı en güzel bilen bir kaynak, irfân mâdeni, mahlûkâtın yardımcısı, iyilik ve ihsân menbaıdır.

O, Allahü teâlâya kavuşturucuların kutbu, evtâdın rehberi, mahlûkların gavsi (yardımcısı), ebdâl isimli Hak âşıklarının maksadı, hedefidir.

O, mahlûkların şeyhülislâmı, müslümanların baştâcı, büyüklerin reisi, müşkillerde mürâcaat yeridir.

Gizli bir rehberlikle en iyiye götürücü, en iyi yol göstericidir. Bütün gücü ile insanları Allahü teâlâya dâvet edici, çağırıcıdır.

O, âlemlerin Rabbinin sevdiği bir kuldur. Kim onun gösterdiği doğru yoldan giderse, sen o kimseye; "Ey emsâllerine rehber olan zât!" diye hitâb et.

Nefs hevâsının bukağısıyla bağlanmış nice câhilleri, o, bir nazarla, teveccühle nefsinin elinden kurtarmıştır.

Onun yüksekliğini inkâr eden nice kimseler helâk olmuş, Allahü teâlânın şiddetli azâbına yakalanmıştır.

O, noksan olanların kemâle gelmesine vesîle olan, bütün kemâl ehlinin de noksanını tamamlayandır.

Şânı yüce Allahü teâlâ, onu, azamet ve heybet kubbesi altında gizlemiştir."

 
< Önceki   Sonraki >