ALTIN HALKA-26-4 Yazdır E-posta

Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretleri şöyle anlatmıştır: "Bir gün hocam Mirzâ Hâfız Muhsin'in kabrini ziyârete gitmiştim. Kabri başında murâkabeye daldım. Bu hâlde iken kendimden geçtim ve hocamı kabrinde görüp, konuştum. Kefeni ve bedeni hiç çürümemişti. Sâdece ayaklarının alt kısımlarına toprak tesir edip hafif dökülmüştü. Bunun sebebini kendisinden sordum, dedi ki: "Sâhibinden izinsiz, o geldiği zaman geri vermek niyetiyle bir taş alıp, abdest aldığım yere koydum. Abdest alırken o taşın üzerine bastım. Ayaklarımda gördüğün toprağın tesiri bu sebepledir." Takvâda çok ileri gidenin evliyâlıkta yükselmesi muhakkaktır."

Bir gün ihtiyar bir kadın, Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerinin huzûruna gelip; "Cinler kızımı kaçırdılar! Ne yaptıysak bir çâre bulup onların elinden kurtaramadık. Sizden istirhâm ediyorum, kızımın cinlerin elinden kurtulması için bir çâre bulunuz!" dedi. Bunun üzerine Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretleri bir müddet oturup murâkabeye daldı. Sonra o ihtiyâr kadına; "İnşâallah kızın falan vakit gelecek!" dedi. Buyurduğu gibi vâki olup, cinlerin kaçırdığı kız işâret ettiği vakitte geldi. Cinlerin elinden kurtulup gelen kıza nasıl kurtulup geldin? diye sorduklarında; "Sahrâda cinlerin elinde esirdim. Birden bire mübârek bir zât gözüküp beni onların elinden kurtardı ve bir anda buraya getirdi" dedi. Bu hâdiseye şâhid olan bir zât, Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerine; "Neden oturup murâkabeye daldıktan sonra, kadına, kızın falan vakit gelecek dediniz de murâkabeye dalmadan hemen söylemediniz?" diye sorunca; "O kızın kurtulması için himmet gösterip Allahü teâlâya duâ ettim. Sonra bana ilham-ı ilâhî ile kurtulacağı bildirildi. Bu fakîrin teveccühü ve himmeti bu işe tesir etti" buyurdu.

 
< Önceki   Sonraki >