ALTIN HALKA-24-5 Yazdır E-posta

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin kıymetli neslinden pekçok velî yetişmiş ve zamanlarının kutbu olmuşlardır. Bütün İslâm memleketlerine feyzleri yayılıp nûrlandırmıştır. Ecdâdlarının vârisleri ve yeryüzünün meşhûrları olmuşlardır. Hidâyet ve irşâdda yüksek derece kazanmışlardır.

Muhammed Ma'sûm hazretlerinin üç ciltlik; Mektûbât-ı Ma'sûmiyye adlı bir eseri vardır. Bu üç cildde toplam altı yüz elli iki mektup vardır. Son olarak 1976 (H.1396) senesinde Pakistan'ın Karaçi şehrinde bastırılmıştır. Fârisî olan bu mektuplar arasından yüz kırk bir adedi seçilerek; Müntehâbât adı ile İhlâs Holding A.Ş. tarafından bastırılmıştır (www.hakikatkitabevi.com). Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretleri Mektûbât-ı Ma'sûmiyye'sinin 1. cild 4. mektubunda şöyle buyurmaktadır:

"Bu bir köşede unutulmuşu hatırlıyarak, kardeşim Mevlânâ Muhammed Hanîf ile gönderdiğiniz mektup geldi. Okuyunca, çok sevindirdi. Ortağı, benzeri olmayan cenâb-ı Hakk'a bağlılığınızı ve O'nun muhabbetinin ateşi ile yandığınızı okuyunca, sevincimiz kat kat arttı. Bu âhir zaman fitne ve zulmeti içinde, Allahü teâlâ, bir kulunun kalbine, kendi sevgisini yerleştirir ve kendi hicrânı, ayrılığı ile onu yakarsa ne büyük nîmettir! Bu nîmetin kıymetini bilip, şükrünü yapmak lâzımdır. Durmayıp, bunun artmasına çalışarak, aşk-ı ilâhînin, en son derecesine yükselmesini beklemelidir. Hakîkî matlûbdan başka hiçbir şeye gönül bağlamamalı, faydası olmayan şeylerle uğraşmamalıdır. Muhabbet ateşi, nefs-i emmârenin azgınlığından, yükselmesinden meydana gelen, izzet-i nefs perdesini tamâmen yakarak, ezelî ve ebedî kemâlâtın nûrları, kalbi aydınlatmalıdır. "Nîmetlerime şükrederseniz, onları arttırırım." (İbrâhim sûresi: 7) buyrulmuştur.

Ey mes'ud ve bahtiyâr kardeşim! Allahü teâlânın sevdiği kullarının yolunda yürümek arzusunda isen, bu yolun şartlarını ve edeblerini gözetmelisin! En önce, sünnet-i seniyyeye yapışmak ve bid'atlerden sakınmak lâzımdır. Çünkü Allahü teâlânın sevgisine ulaştıran yolun esâsı bu ikisidir. İşlerinizi, sözlerinizi ve ahlâkınızı, dînini bilen ve seven, dindâr âlimlerin sözlerine ve kitaplarına uydurmalısınız. Sâlih kullar gibi olmalısınız ve onları sevmelisiniz. Uykuda, yemekte ve söylemekte aşırı gitmeyip, orta derecede olmalısınız. Seher vakti (yâni gecelerin sonunda) kalkmağa gayret etmelisiniz. Bu vakitlerde istigfâr etmeyi, ağlamayı, Allahü teâlâya yalvarmayı ganîmet bilmelisiniz. Sâlihlerle berâber olmayı aramalısınız. "İnsanın dîni, arkadaşının dîni gibidir." hadîs-i şerîfini unutmayınız! Şunu, iyi biliniz ki, âhireti, seâdet-i ebediyyeyi isteyenlerin, dünyâ lezzetlerine düşkün olmaması lâzımdır.

 
< Önceki   Sonraki >