ALTIN HALKA-23-14 Yazdır E-posta

Buyurdu: Hindistâna Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” gönderilmişdir. Onların mezârlarının üzerinde parlak nûrlar görüyorum. İstesem hepsinin mezârını gösteririm! Fekat insanlar, böyle sözlere pek inanmazlar.

Buyurdu: İnsanlar, riyâzet çekmek deyince, açlık çekmeği ve oruc tutmağı anladılar. Hâlbuki, dînimizin emr etdiği kadar yimek için dikkat etmek, binlerce sene nâfile oruc tutmakdan dahâ güç ve dahâ fâidelidir.

Bir kimsenin önüne lezzetli, tatlı yemekler konsa, iştihâsı olduğu hâlde ve hepsini yimek istediği hâlde, dînimizin emr etdiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyâzetdir ve diğer riyâzetlerden çok üstündür.

Buyurdu: Server-i kâinâtı “sallallahü aleyhi ve sellem” gördüm. Benim için bir icâzet yazdı ve buyurdu ki, (Eshâbımdan sonra “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, bu güne kadar, hiç kimseye böyle bir icâzet yazmadım.) Bana müjde verdi ki, yarın kıyâmet günü, binlerce insan, senin şefâ’atinle Cennete girer. Beni ilm-i kelâmda müctehid eylediler.

Buyurdu:Bir gün amellerimdeki kusûru görme hâli beni kapladı. Büyük bir pişmânlık ve kırıklık içinde iken, (Allahü teâlâ için alçalanı, Allahü teâlâ yükseltir) hadîs-i şerîfi gereğince, şöyle bir nidâ geldi: (Seni ve kıyâmete kadar seninle vâsıtalı ve vâsıtasız olarak tevessül edenleri magfîret eyledim.)

Buyurdu: Erkeklerden ve kadınlardan bizim yolumuza girmiş olanların ve kıyâmete kadar, vâsıtalı ve vâsıtasız girecek olanların hepsini bana gösterdiler. İsmlerini, soylarını ve memleketlerini bildirdiler. İstersem, hepsini bir bir sayarım. Hepsini bana bağışladılar.

Buyurdu: Bize bildirildi ki, hazret-i Mehdî “aleyhirrahme”, bizim bu nisbetimizde bulunacak, bizim ma’rifet ve hakîkatden yazdıklarımızı okuyacak ve kabûl edecekdir.

 
< Önceki   Sonraki >