Hayat Düsturlarımız - 476 |
|
|
|
|
Hayat Düsturlarımız - 476 |
|
-Değil mi ki bizim kalbimize muhabbeti ilkâ ettiler. Muhabbeti veren de onlar. Biz neyiz, biz sevgi nedir daha onu bilmiyoruz. Seviyoruz deriz ama, sevmek ne demek daha onun farkında değiliz.
-Şimdiki insanlar, hayvani arzularına, nefslerinin şehvetlerine sevgi diyorlar. Aşk, muhabbet; sıfat-ı ilâhidir, mübarekdir, muhteremdir, mukaddesdir. Hayvanların şehvetine aşk denmez. Biz de bilmiyoruz ama Cenab-ı Hak kalbimize ihsan etmiş, aşkı muhabbeti. Azını veren çoğunu da verir inşallah.
-İki müslimân bir araya gelse, hiçbir şey yapmasalar kalblerinden birbirine sevgi akımı başlar. Cenabı Hakka sevgisi yüksek olanın kalbinden alçak olanın kalbine, kendileri fark etmese bile feyz akar. Bu bileşik kaplar kaidesidir. Bileşik kaplardaki sıvıyı durduramadığınız gibi bu akıntıyı da durduramazsınız. Bahane ile bir araya gelmelidir. Sohbetin manası beraber olmaktır.
-Hiç kimse şahsen kendi kendine kurtulamaz. Çünkü dünya bir sarmaşık otu gibidir, insanın her tarafını sarmıştır. Bundan kurtulmak için bir Allah adamını tanıması, bir de iyi arkadaşlar seçerek onlarla beraber olması lazımdır.
-İnsan ölürken beyni durur. Ruh en son kalbden çıkar. Onun için kalbin ilimle, bilgiyle alakası yoktur. Kalbinde sevgi varsa ruh o sevgi ile bedeni terk eder.
Hüseyin Hilmi Işık (rahmetullahi aleyh)
|
|
|
|
|
|