Feyzin gelmesi için sevgi şarttır, fakat gelen feyzden istifade edebilmek için haramdan sakınmak laz Yazdır E-posta

 
          
HUZUR PINARI

(Sitelerimiz her gün güncellenmektedir)  
Feyzin gelmesi için sevgi şarttır,
fakat gelen feyzden istifade edebilmek için haramdan sakınmak lazımdır.
pınardan damlayanlar......abı hayat.....     ...
 
AB-I HAYAT.....
 

 
 
PINARDAN DAMLAYANLAR....
       
         
                                         
               Abdulhalık-ı Goncdüvani hazretleri, daha gençlik zamanında yatsı namazını kılıp, camiden çıkarken bir dilenci görmüş. Bakıyor ki, herkes buna bir şeyler veriyor. Versem mi, vermesem mi,... vermek lazım değil ama kalbi kırılır, herkes verdi, ben vermiyorum diye üzülür deyip, gitmiş vermiş, ama içinden devamlı suretle bir şey dürtüyor. Bir düşünce geçiyor aklından, bu yakışmadı diyor. Dilenmek uygun değil, çalışması lazım diye düşünüyor. Devamlı olarak bunları düşünüyor, bir miktar Kur'an-ı kerim okuyup yatıyor. Abdulhalık-ı Goncdüvani hazretlerine o gece rüyasında, bir tepsi yemek getiriyorlar. Tepsi gelir, gelmez bir koku yayılıyorki, bayılma noktasına geliyor, iştahı kaçıyor, ne olur kaldırın bu tepsiyi diyor. Bir koku ki dayanılacak gibi değil, ekmekten yemekten hepsinden ayrı koku geliyor. Tepsiyi getirene, bu çok fena kokuyor diyor. Tepsiyi getirende "Allah, Allah, senin girdiğin gıybet günahı daha fena kokuyordu" diyor. Sabahleyin namaza geliyor, dilenci gene orada. Namazı kıldıktan sonra, çıkarken dilencinin kulağına eğiliyor; "Senin hakkında bir şey söylemedim. Sadece aklıma bir düşünce getirdim. O da mı gıybetti"  diyor. Dilenci zannettiği kişide diyorki; "Avamın dilinden çıkan ile havasın kalbinden geçen aynıdır" diyor. "Havas'ın kalbinden geçen düşünce gıybet sayılır ve günah yazılır" diyor. Sen havastan olduğuna göre, büyük bir zat olduğuna göre, kalbinden böyle düşünceler geçirmek sana yakışırmı diyor ve kayboluyor. Meğer O Hızır aleyhisellam'mış. Kimin ne olduğu belli olmaz, bu çok mühim bir şey… .
         
       Mektubatta buyuruluyor ki; Açlık, uzlet, uykusuzluk gibi nefse zulüm olan şeyler, insanları bir manevi aleme doğru götürür. Bu insanın imanı varsa, bu insan mümin ise, bu hâl ikiye ayrılır. Ya arif olur, marifet ehli olur,  veya keramet ehli olur. Eğer mümin değilse, bid'at ehli veya dinsiz ise, onların da üstün halleri, cila sürülmüş bir tahtanın parlatılması gibidir. Cila sürülmüş tahtaya bakan kendini görür ama ateşe atılınca yanar. Çüki iman nurdur, bu cila küfürdür. Müminde bu, ayna gibidir. Mü'min olmayanda formika gibidir, cilanmış ama keramet gibi görülen bazı şeylerin hepsi zuhur eder. Marifet ehlinin uğraşma sahası, konuşma sahası yalnız ahiretdir, Allah’tır.  Hiç O'ndan başka birşeyle uğraşmaz. Keramet ehlininki ise hem hâlık, hem mahluk. Ama ne olursa olsun yine mahlukla uğraştığı için kibir olabilir. Çünki kerametlerini görüyorlar, uçuyor, gidiyor, geliyor. Bunların hepsi, tamamı harikadır yani fevkaladelikdir buyuruyor.. Peki, marifet ehli ile, harika ehli arasındaki fark nedir? Halık ile mahluk kadardır buyuruyor. Peki nasıl belli olur? Buyuruyor ki; Marifet ehli, yalnız ve yalnız, karşısındaki insanın salih olup olmamasıyla ilgilenir, insanlarla sadece bu kadar ilgilenir, onun tek derdi Allahü tealadır, ahirettir, peygamberdir. Onlar hiç insanların halleri ile, paralarıyla,... ilgilenmezler. O'nlar insanların, ehli nar'mı, ehli cennetmi olduklarını firasetleriyle anlarlar. Eğer bozuk insanlar, yani bidat ehli veya kafirler büyüklerin hallerinden anlatırlarsa, büyüklerin sözlerinden bahsederlerse, güzel bir marifet yayılır, fakat bu, çöpçünün eline düşen elmas gibidir, bu çöpçüye bir şey kazandırmaz. Çünkü din zahirdir, mutlaka islamiyete uymak esastır, dine uymayan tek hareketi varsa onun dinden bahsetmesi, çöpçünün elindeki elması anlatması gibidir, ona bir şey kazandırmaz. Elmas yinede elmastır. 
 
       Eğer bir mümin bir harama müptela olmuşsa, haramla uğraşıyorsa, içki içiyor, kumar oynuyor veya uygun olmayan birşey yapıyorsa, bey ve şirada haram ve helale dikkat etmiyorsa… Bu kişinin vucuduna giren haram buhar olur, hertarafa dağılır. Büyük zatlardan aldığı feyz, bir miktar kalabilir fakat hemen gider.  O feyzin o kalbe girebilmesi için, o buharın, o bulutun olmaması lazımdır. Ahir zamanda insanların haramdan sakınması çok zor olduğu için, çok güzel dinleyebilir, fakat kapıdan çıkınca herşey biter. Büyük zatların feyzlerinden istifade edebilmek için, haramdan uzak durmak şarttır. Feyzin gelmesi için sevgi şarttır, fakat gelen feyzden istifade edebilmek için haramdan sakınmak lazımdır. Sevmek, bardağı musluğun altına koymak demektir, fakat bardağın ağzı kapalıdır. Bardağın içine su dolması için kapağının açılması lazımdır, bardağın kapağını açmak ise haramdan sakınmaktır. Velhasıl büyüklerden feyz gelmesi sevgi, muhabbet iledir, fakat gelen feyzden istifade edebilmek haramdan sakınmakladır. 
 
        Havasın kalbinden, avamın dilinden olan gıyetdir. Marifet ehli, yalnız Allah için konuşur, ahiretten bahseder ama harika ehli olanlar, harikalar, üstünlükler, kerametler, uçmalar, kaçmalar gösterenler, hem iyi hem kötüdür. İyi tarafı; Allahü teala lütf etmiş iman vermiş. Kötü tarafı ise; bu haller kibre sebep olabilir, küfre kadar götürebilir. Şeytan daha beterini yapabiliyor. Onun için bunlar özenilecek şeyler değildir. Hatta kabirlerdekiler ile konuşmak bile tehlikeli olabilir, özenmemelidir,  çünkü o tip insanlar bu hallerin kendisinde olup, başkasında olmadığını düşünüp kibirlenirse herşeyini kaybedebilirler. Hakiki Mü'min büyüklerin şadırvanına musluk olandır.
 
Allahü tealaya emanet olunuz efendim.
Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin, Cuma gününü tebrik ederiz,
müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim.

        ali zeki osmanağaoğlu
  

 
Avamın dilinden çıkan ile havasın kalbinden geçen aynıdır.
 
Marifet ehli, yalnız Allah için konuşur, ahiretten bahseder.
 
 
Feyzin gelmesi için sevgi şarttır,
fakat gelen feyzden istifade edebilmek için haramdan sakınmak lazımdır.
 
Hakiki Mü'min büyüklerin şadırvanına musluk olandır.
 
 
 
 
 
HUZUR PINARI
 
İnsan seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli.
Kim olduğun değil, kiminle olduğun önemlidir.
Huzur Pınarı İnternet Radyosu
(Sitelerimiz her gün güncellenmektedir)
 
 
 

 
< Önceki   Sonraki >