ALTIN HALKA - 3 - Kâsım bin Muhammed "kuddise sirruh" Yazdır E-posta
Tâbi’în’in büyüklerinden ve Medîne-i Münevvere’deki yedi büyük âlimden biridir. Adı, Kâsım bin Muhammed bin Ebû Bekr-i Sıddîkdır. Babası Muhammed, Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk’ın oğludur. Annesi Sevde, Yezdecerdin kızı olduğundan, İmâm-ı Zeynel-Âbidin ile teyze çocuklarıdır.

Hazret-i Osmân’ın hilâfeti zamânında 19 [m. 640] senesinde doğdu. Başka târîhlerde doğduğunu bildiren rivâyetler de vardır. Babası Muhammed Mısrda şehit edilince, küçük yaşda yetîm kalmış, halası olan Peygamberimizin "aleyhissalâtü vesselâm" mübârek hanımı Hazret-i Âişe-i Sıddîka’nın yanında büyümüştür.

Kâsım bin Muhammed, Eshâb-ı  kirâm’dan birçoğunun zamânına yetişmiş ve onlardan ilim öğrenmiştir. Başta halası Hazret-i Âişe-i Sıddîka, Ebû Hüreyre, Abdüllah ibni Abbâs ve Abdüllah ibni Ömer, Hazret-i Muâviye gibi meşhûr sahabelerden hadîs-i şerîf rivâyetinde bulunmuştur. Tâbi’în’in büyüklerinden oğlu Abdürrahmân, Sâlim bin Abdüllah, İmâm-ı Şa’bî, akranlarından İbni Amr, Yahyâ bin Sa’îd ve Sa’d bin Sa’îd el-Ensârî, Sa’d bin İbrâhîm, Abdüllah bin Avn ve dahâ birçok kimse, kendisinden hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir.

Zâhirî ilimlerde olduğu gibi, Tasavvuf ilminde de mütehassıs idi. Vera’ ve takvâda [Allahü teâlâ’nın harâm ettiklerinden ve şüphelilerden sakınıp kaçınmakta] eşi yoktu.
 
Dedesi Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Peygamber efendimizden ve peygamberlerden sonra insanların en üstünü olup, Resûlullah’daki bütün üstünlükler, ilimler ve feyizler onda toplanmış idi. Kalbe, rûha ait ilimlerin kaynağı idi. Resûlullah’ın peygamberlik vazîfelerinden biri de, Kur’ân-ı kerîm’in manevî hükümlerini, Yani Allahü teâlâ’nın zâtına ve sıfatlarına ait marifetleri, yüksek bilgileri, ümmetinin kalplerine akıtmak idi. Resûlullah efendimiz, Tasavvuf ilminin bu yüksek marifetlerinin hepsini, Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk’ın kalbine akıttı. O, rûh ilminde de mütehassıs oldu. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh”, takvâsı ve ibâdetleri herkesten çok olduğu için, Resûlullah’ın büyüklüğünü ve Ona nazaran kendinin hiç olduğunu herkesten çok anladığı ve Resûlullah’ın sevgisini herkesten çok kazandığı için, feyizler Ona, başkalarından dahâ çok geldi ve gelen feyizlerin hepsini aldı. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk, Resûlullah’dan aldığı bu feyizleri, sohbetinde bulunanların ve bilhâssa Eshâb-ı  kirâm’dan Selmân-ı  Fârisî’nin kalbine akıttı.
 
< Önceki   Sonraki >