ALTIN HALKA - 3 - 4 Yazdır E-posta
Kâsım bin Muhammed hazretleri "kuddise sirruh" şöyle bildirmiştir:
 
Hazret-i Âişe “radıyallahü anhâ”: Peygamberimizin yağmur yağdığını gördüğü zamân (Allahım! Onu bereketli, mübârek eyle!) diye dûâ ettiğini bildirdi.
(Muhakkak ki, Allahü teâlâ sizin her birinizi, yavrunuzu beslediğiniz gibi yiyecekle rızklandırır. Hattâ onu Uhud dağı kadar yapar.)

Peygamberimiz "aleyhissalâtü vesselâm" bir hadîs-i şerîflerinde:
(Sizden öncekilerden mahşerde gölgelenecek olanların kimler olduğunu biliyor musunuz?) deyince, Eshâb-ı  kirâm, “Allah ve Resûlü dahâ iyi bilir!” dediler. (Onlar kendilerine haklarından bir şey verildiği zamân kabûl ederler. Kendilerinden bir şey istendiğinde hemen verirler ve insanlar hakkında kendileri için olan hüküm gibi hüküm verirler) buyurdular.

(Bir kimse, bir kadının güzelliğine bakmak isteyip de, ondan gözünü çevirirse, Allahü teâlâ onun kalbine ibâdet zevkini sokar ve böylece ibâdetin tadını bulur.)

Kâsım bin Muhammed hazretleri yine şöyle bildiriyor:

Resûlullah efendimizin eshâbından birisinin gözleri görmeyip, âmâ oldu. Sonra onu ziyârete gittiler. Bu zât şöyle dedi: “Ben, Peygamber efendimizi görmek için gözlerimin görmesini istiyordum. Fakat şimdi Resûlullah efendimiz âhırete irtihâl etti. Allah’a yemîn ederim! Eğer Yemendeki Tübâle beldesinin geyiklerinden birinin gözleri bende olsa artık buna sevinmem.”

 
< Önceki   Sonraki >