Ebû Bekr-i Sıddîk ''radıyallahü anh'' 19 Yazdır E-posta
Âişe-i Sıddîka “radıyallahü teâlâ anhâ ve an ebîhâ” buyurdular ki; Bir gece benim nöbetim idi. Seyyid-i âlem hazretleri benim hücreme [odama] geldi. Ben dedim: Bana, babam Ebû Bekr-i Sıddîk hakkında birşey söyle. Buyurdular ki: Yâ Âişe. Bana Cebrâîl aleyhisselâm Allahü teâlâdan haber verdi ki; Allahü teâlâ rûhları yaratdı. Cümle rûhlar arasından Ebû Bekrin rûhunu, Peygamberler ve mürsellerden sonra seçdi. Toprağı Cennetdendir. Suyu âb-ı hayâtdandır. Allahü teâlâ Cennetde, Ebû Bekr “radıyallahü anh” için, yâkutdan bir köşk halk eyledi. O köşk (kasr) içinde, inciden çok serâylar halk etdi. Allahü teâlâ onun hakkındaki düâlarımı kabûl etmişdir. Ondan ma’siyyet [kötülük] meydâna getirmez. Tâatlar kapısını üzerine bağlamaz. Kabrde komşum ve benden sonra halîfem Ebû Bekrdir. Cebrâîl ve Mikâîl aleyhimesselâm Ebû Bekrin hilâfetine berâberce bî’at ederler. Gökler ehli ve yerler ehli, şeytânlardan ba’zısı, bir mikdâr cinler onu bilirler. Bu kadar meşhûr Ebû Bekri “radıyallahü teâlâ anh” bilmeyen ve hurmet etmiyen benden değildir. Ben de ondan değilim.
 
Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” rivâyet eder. Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdu. Bir kimse vardır ki, Cennete girdiği zamân, köşklerde, sarâylarda, odalarda bulunan herkes ona merhabâ, merhabâ derler. Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü anh” dedi ki, biz o kimseyi, o kasrlarda görür müyüz! Resûlullah aleyhisselâm buyurdu ki, Evet, yâ Ebâ Bekr, o mert sensin.
 
Esâd bin Zürâh “radıyallahü teâlâ anh” diyor ki: Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretlerini hutbe okurken gördüm. Ebû Bekre iltifât edici şeyler söyledi. Nerede Ebû Bekr, buyurdu. Cebrâîl aleyhisselâm bana şimdi haber verdi ki, Ümmetin hayrlısı, Senden sonra Ebû Bekrdir “radıyallahü teâlâ anh”.
 
Abdüllah ibni Abbâs “radıyallahü teâlâ anhümâ” rivâyet eder. Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” huzûrunda, Ebû Bekr-i Sıddîk zikr olundu. Hazret-i Server-i âlem buyurdular ki, Ebû Bekrin misli gibi kimse olamaz. İnsanlar beni tekzîb ederken, ya’nî yalanlarken o beni tasdîk etdi ve bana îmân getirdi. Herkes benden kaçarken, o bana kızını tezvic etdi. Malını bana fedâ etdi. Benimle zor kaldığımız sâatde ve gecede berâber mücâhede etdi. Âgâh olun ki, Ebû Bekr-i Sıddîk “radıyallahü teâlâ anh” kıyâmet gününde Cennet develerinden bir deveye binmiş olarak gelir. Eğeri yeşil zebercedden, yuları inciden, kendisi de sündüs ve istebrakdan yeşil iki elbise giymiş olduğu hâlde, bana anlatır, ben de ona anlatırım. Kıyâmet ehli derler ki, bunlar kimlerdir. Allahü teâlânın Resûlü Muhammed aleyhisselâm ve Ebû Bekr-i Sıddîkdır “radıyallahü teâlâ anh”, diyeler.

 
< Önceki   Sonraki >